• Taşındık;Abdi İpekçi Caddesi No:33-A Güngören/İstanbul/TÜRKİYE 34160 (Akıncılar Tramvay Durağı Karşısı)
  • Vakfımızda Cumartesi günleri Saat 20:30-22:00 da halka açık tefsir dersleri yapılmaktadır.
  • Vakfımız İlçemizde kurulmuş olan "Güngören Platformu" üyesidir.
  • Her hafta pazartesi,çarşamba ve cuma günleri saat 19:30-21:00 arasında Arapça kursu verilmektedir.
  • Her hafta salı günleri saat 12:00 da bayanlar Mealli Kur'an-ı Kerim Mukabelesi yapmaktadır.


Haber Detayları

"Kur'an nesli"geliyor! Teşekkürler Gençler


author


Kur'an nesli"geliyor! Teşekkürler Gençler 

''Kur'an bütün insanlığın hayat kılavuzu niteliğindedir, evrenseldir. Kur'an bende tecessüs etme, tefekkür etme, sorgulama, bilgi arama gibi duyguları geliştirdi."

''Hz. Lokman as.'ın bu öğüdünü okuduktan sonra hem namazımı dosdoğru ve huşu içinde kılmaya dikkat ediyorum hemde gerekli olduğu için Hz.Muhammed (sav) 'in sünnet ve hadislerine daha çok önem veriyorum." 

Bu sözler, Kur'an bende ne değiştirdi? yarışmasında ilk üçe giren liseli öğrencilerin sözleri... 

Kur'an bende ne değiştirdi? Her an sorulması gereken bu soruya liseli gençler cevap verdi. Verdikleri cevaplarla Kur'an Nesli'nin gelişini haber verdiler adeta.  

KUR'AN DEĞİŞTİRİR DÖNÜŞTÜRÜR Kur'an, değiştirir. İnsanı ve toplumu Allah'ın dilediği yöne yöneltir. Doğru yolun istikamet çizgisine yöneltir. Kur'an hidayetimiz için rehberdir. Genç zihinler ve yürekler Kur'an ile her buluştuğunda geleceğimiz adına umut tohumları ekiliyor. Umutlanıyoruz... 

Umut yolcuları olan gençlerin Kur'an ile değişmesi ve dönüşmesi müjdelenecek  nihayi kurtuluşun habercisi. İşte bir tohum eken Genç Osman Vakfı da ''Kur'an bende ne değiştirdi? diye gençlere sordu... 

Tıpkı yarışmaya katılan Sultan Kumsuz'un dediği gibi: Kur'an, Müslümanların din kardeşi olduğunu söyler... 

Gençler, Kur'an kardeşliğini görüyor ve gelecek nesillere umut saçıyorlar... İşte bu bilinçle değişen gençler, gün gelecek dünyayı değiştirecekler... 

Kur'an'dan ''Yapılan her işte adaletle davranmak esastır'' yargısını çıkaran Ayşenur Çakmak ise adil ve ayakları yere sağlam basan neslin habercisi oluyor...  

İşte Kur'an Nesli ve işte gelecekten umudun adı: Kur'an Bende Ne Değiştirdi? 

Genç Osman Camii Eğitim ve Hizmet Vakfı'nın liseli öğrencilerle yönelik  yaptıgı bu yıl ikincisi düzenlenen ''Kur'an bende ne değiştirdi?'' kompozisyon yarışmasının  ödül töreni yapıldı.

Yarışmanın ödül töreni Güngören Belediyesi Kültür Merkezi'nde 31 aralık 2015 akşamı yapıldı. Tören, Lokman ve Hucurat Sureleri ve meallerinin okunmasıyla başladı. 

Daha sonra konuşan Vakıf Başkanı Mustafa Altaş, Genç Osman Vakfı'nın çalışmaları hakkında bilgi verdi.  

GENÇ AHLAKTIR 

Altaş'ın konuşmasının ardından Yasin Aydoğan Hoca 'Genç Ahlaktır' başlığıyla konferans verdi.  

Gençleri, Kur'anı-ı Kerim ile tanıştırıp ayetlerin anlaşılarak hayata taşınmasını sağlamak için düzenlenen yarışmanın ödül töreni yoğun kar yağışına rağmen kalabalık ve samimi bir ortamda gerçekleşti. Kur'an'ın örnekliğinde hayatın yeniden  inşasının mümkün olduğu, sorunların ancak Allah'ın emirleri ve Rasulullah'ın örnekliği ile çözüleceği belirtildi. 

İslam'ın en dogru anlaşılacak yöntemi olan Kur'an-ı Kerim'in öncülüğünde dinimizin  atalar dini muamelesi görmesine engel olma çabası olan bu gayretlerin meyve verdiği gözlendi. 

Yarışmada Güngören Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Tuba Ecer birinci olurken; yine Güngören Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Ayşenur Çakmak ikinci, Güngören Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Adem Eğlenti ise üçüncü oldu. 

Bakın Kur'an bu gençlerde neleri değiştirmiş: 

Yarışmanın birincisi Tuba Ecer, ''Kur'an ve İnsan'' başlıklı kompozisyonunda:   

"Toplumda Kur'an anlayışına ters düşen hükümler belirlenmeli ve gelenekte olsa bile yaşamdan atılmalıdır. Çünkü Kur'an ve geleneğin çatıştığı noktada geleneği bırakmak ve Kur'an'a yönelmek gerekir."

  "Hükümlerin hangisini uygulamamız gerekeceğini Kur'an'ın süzgecinden geçirerek anlamalıyız. Çünkü Kur'an bütün insanlığa hayat kılavuzu niteliğindedir, evrenseldir."  

"Kur'an bende tecessüs etme, tefekkür etme, sorgulama, bilgi arama gibi duyguları geliştirdi."   

İkinci olan Ayşenur Çakmak, ''Hayatımın Değişmesine Vesile Olan Kutsal Kitap: Kur'an-ı Kerim'' başlıklı kompozisyonunda: 

"Hz.Lokman as.'ın bu öğüdünü okuduktan sonra hem namazımı dosdoğru ve huşu içinde kılmaya dikkat ediyorum hemde gerekli olduğu için Hz.Muhammed (sav)'in sünnet ve hadislerine daha çok önem veriyorum." 

"Allah Kur'an-ı Kerim'de iman edenlerin seslerini Hz.Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmemelerini buyuruyor. Bunu Hz.Peygamber'in sünnet ve hadisi olduğu konularda aksi istikamette görüş beyan etmemek olarak yorumlayabiliriz. Sesimi yükseltmeyerek sözümün kalitesini yani hayatımda var olan hakikatlere bakış açımın kalitesini yükseltmiş olurum." 

"Ve farkettim ki hayatım Kur'an-ı Kerim'i örnek alarak yaşamaya başladığımdan beri daha huzurlu yaşıyorum"   

Üçüncü olan Adem Eğlenti ise ''Hayatımın Aynası Kur'an'' başlıklı kompozisyonunda:   

"Kur'an'da insanın günlük hayatta nasıl davranması gerektiğini anlatan ayetler bulunmaktadır." 

"Kur'an'ı tam anlamaya başladıktan sonra çevremdekilere karşı daha hassas olmaya başladım." 

"Kur'an önümde bir kılavuz olarak benim hayatımı oldukça değiştirdi ve inanıyorum ki okudukça, anladıkça değişmeye devam edecek. ben Kur'an ile yaşadıkça çevremdekiler de benden etkilenecek."

Yarışmada birinciye tam altın, ikinciye yarım altın ve üçüncüye çeyrek altın ödülü verildi. Ayrıca ilk 10'a giren öğrencilere içerisinde;

1. Kur'ani Hayat Dergisi
2. Genç Öncüler Dergisi
3. Her Şey Su İle Başladı / Helen Keller 
4. Öfke Kontrolü Sevgisiz Olmaz / Hamdi Kalyoncu 
5. Mavi Marmara'da Gece Yarısı / Mustafa Beyyumi 
6. İnsan Ne İle Yaşar / Tolstoy 
7. Mavi Kırmızı / Ramazan Kayan 
8. Gerçek Rehber Kur'an-ı Kerim / Alpay Bozdağ 
9. Beytülmaktis Bereket Daireleri Teorisi / İHH Kitaplığı 
10. Yürek Devleti / Mustafa İslamoğlu 
11. Ortadoğu Çatışmaları / İHH Kitaplığı 
12. Yoldaki İşaretler / Seyyid Kutup 
13. Kur'an'da Dört Terim / Mevdudi 
14. Üç Muhammed / Mustafa İslamoğlu 
15. Şirk Psikolojisi / Hamdi Kalyoncu 
16. Kur'an Sureleri Kimliği / Mustafa İslamoğlu  
17. Umre Günlüğü / Yasin Aydoğan  
18. Efendim / Mustafa İslamoğlu 
19. taş / Mehmet Alagaş 

eserlerinin bulunduğu kitap seti hediye edildi.  

İşte ilk üçe giren gençlerimizin kompozisyonları: 

Birinci olan Tuba Ecer'in kompozisyonu: 

İkinci olan Ayşenur Çakmak'ın kompozisyonu: 

Üçüncü olan Adem Eğlenti'nin kompozisynu: HAYATIMIN AYNASI KUR’AN Kuran, dünya ve ahiret hayatına yol göstermek amacıyla Allah tarafından insanlara gönderilmiş İslam dininin kutsal kitabıdır. Gelip geçici olan bu dünya hayatında insanlara rehber olabilecek değerli bilgiler içermektedir. Müslümanların hayatlarını doğru şekilde yaşamaları ve gerçek mutluluğu elde edebilmeleri için Kur’an onlara yeterlidir. İslam dininin en önemli kaynağı olan Allah’ın sözü Kur’an’a önem verilmesi gerektiği Peygamber’imizin hadislerinde de çokça vurgulanmıştır. Kuran’da verilen bilgilerin hayatla ilişkilendirilmesi onu okuyanların yaşam tarzının şekillenmesini sağlar.  Kuran’ı anlayarak okuduktan sonra benim hayatımda insanlarla ilişkilerimde, iletişimimde, üslubumda önemli değişiklikler olduğunu fark ettim.

Kuran’da insanın günlük hayatta nasıl davranması gerektiğini anlatan ayetler bulunmaktadır. Hucurât Suresi’nin 7. ayetinde:  “Bilin ki Allah’ın Resûl’ü içinizdedir. Eğer o, birçok işte size uysaydı, kesinlikle sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı (isteğinizle) sevdirdi; onu kalplerinize süs yaptı/kalpleriniz onunla süslendi. Küfrü, fâsıklığı ve isyanı da (olduğu gibi) çirkin gösterdi. İşte bu (özelliklere sahip ola)nlar, doğru yolda olanların ta kendileridir.” denilmektedir. İnsanlar da bu vb. ayetlere göre hayatlarını biçimlendirebilir, ailesi ve arkadaşları ile ilişkilerini kurarken Kur’an’dan yararlanabilirler. Ben de Kur’an’ı tam anlamıyla anlamaya başladıktan sonra çevremdekilere karşı daha hassas olmaya başladım. Çünkü İslam dininde kul hakkı en çok üzerinde durulan konulardan biridir ve benim de bir Müslüman olarak buna dikkat etmem gerekir. İnsanların kalbini kırmamak ve birinin bana darılmamasını sağlamak insan ilişkilerimde başlıca prensibimdir. Hucurât Suresi’nin 10. ayetinde Allah: “Mü’minler ancak kardeştirler. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’ın emirlerine uygun yaşayın ki rahmete nâil olasınız.” der. Hayatta her an her şey olabilir ve dargın olduğumuz kişiyle aramızı düzeltmek için bir şansımız daha olmayabilir. Bu yüzden ben de özellikle büyüklerimin olmak üzere çevremdekilerin kalbini kırmamaya ve bazen zor da onların gönlünü hoş tutmaya özen gösteriyorum. Yukardaki ayette de belirtildiği gibi Hz. Peygamber maddeten olmasa da manen hala yanımızda.    Ben de onun hadislerinden yola çıkarak, Rabbimizin de bizi her zaman gözetlediğinin farkında olarak davranışlarıma daima dikkat etmeye çalışıyorum. 

Çevremizle olan ilişkilerimiz kadar ailemizle olan ilişkilerimiz de önemlidir. Ailemiz bu dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren en yakınımızda olan varlıklardır. Onlar, hayatımızdaki sevinçleri, heyecanları ve özel anlarımızı ilk paylaştığımız kişilerdir. Birbirimize olan desteğimizle hayatımızdaki üzüntülerin ve zorlukların hep beraber üstesinden geliriz. Ailemizde bizim için en büyük fedakârlıkları yapanlar da hiç şüphesiz anne ve babamızdır. Onlar daha biz doğmadan bizim için her şeyin en güzelinin olmasını isteyip bu uğurda ellerinden geleni yaparlar. Bu nedenle onlara teşekkür etmek için ne yapsak azdır ve bu konu Kur’an’da da vurgulanmıştır. “Anne babaya öf bile demeyiniz” (İsra Suresi 23. Ayet) ayeti ve “Cennet annelerin ayakları altındadır.” hadisi İslam dininde anne ve babaya karşı ne kadar hassas davranılması gerektiğini anlatır. 

Gerek ailemiz gerek dostlarımız ve gerekse etrafımızdaki insanlarla iyi bağlar kurmanın yolu güzel bir dil kullanmaktan geçer. Konuşurken kullanılan üslup ve seçilen kelimeler insanlar arasında iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken en önemli özelliklerdendir. Aslında aynı şeyi ifade etmek isteyen iki insandan birinin konuşma tarzındaki farklılık nedeniyle kimi zaman yanlış anlaşıldığı görülebilir. Ya da karşımızdaki insanlara göre üslubumuzu ayarlamamız gerekebilir. Bu yüzden ben de konuşurken karşımdaki kişilerin yaşına, statüsüne ve onlarla aramızdaki yakınlığa göre kelimeler seçer ve ses tonuma dikkat ederim. Aslında kalbimde kötü bir niyet olmadan söylediğim bir şey o an ki üslubumdan yanlış anlaşılabilir ya da karşımdakileri kırabilirim. İnsanlarla konuşurken güzel sözler kullanmamız ve onların kalbini kırmamaya dikkat etmemiz gerektiği Kuran’da ise şöyle vurgulanmıştır: “(Ey Rasûlüm!) Kullarıma söyle ki, sözün en güzelini konuşsunlar. Çünkü şeytan aralarını bozar. Gerçekten şeytan insanın apaçık düşmanıdır.” (İsra Suresi 53. Ayet). Ayetten de anlaşılacağı üzere konuştuğumuz şey kadar onu nasıl ifade ettiğimiz de önemlidir. Yunus Emre’nin dediği gibi “Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı/ Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz.    Konuşmalarımızla birlikte davranışlarımıza dikkat etmeliyiz. Atalarımız bu yolda “ Ayînesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” demiştir. Söylediklerimiz yaptıklarımıza aksetmeli ki etkili olalım. Hz. Lokman bir öğüdünde “Ey oğul! Ahlâkını düzelt. Dostuna da, düşmanına da güler yüz göster. Ancak değerin ve itibarın kırılacak derecede hareket etme! diyerek bu durumun ölçüsünü bize göstermiştir. Onun bu sözü, Yunus Emre’nin “ Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü”, Mevlana’nın “Gel ne olursan ol, yine gel” sözleri, bana herkese hep hoşgörüyle yaklaşmam gerektiğini ve güzel konuşmanın İslam ahlakına ve hoşgörüsüne uygun bir davranış olduğunu gösterdi. Benden yaşça büyük olan insanlarla diyaloglarımda seçtiğim kelimelere hep dikkat ederdim ama Kur’an’da bu konunun açıklandığı ayetleri okuyunca anladım ki bütün ilişkilerimde buna önem vermem gerekiyormuş. Çünkü yaşıtlarımla ya da küçüklerimle aramın bozulmaması ve onların kalbini kırdığımda şeytanın kazanmaması için güzel sözlerle ve ılımlı bir üslupla onlara yaklaşmalıyım. Hucurât Suresi’nin 11. Ayetinde Cenab- ı Allah: “ Ey iman edenler! Bir topluluk, bir toplulukla alay etmesin. Ola ki (alay edilen adamlar, Allah yanında) kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kadınlar da kadınları alaya almasın. Ola ki onlar, kendilerinden daha hayırlıdırlar. Birbirinizi ayıplamayın. Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İman ettikten sonra (kişinin) fâsıklık (damgası yemesi veya din ve ahlâk sınırını aşması) ne kötü isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” der. Bu ayetler özellikle arkadaşlarımla ilişkilerimde bana yol göstermiştir. Kusurları olan insanlara yaklaşımımızdaki hassasiyet de Kur’an ahlakına dayanmalıdır. İnsanlarla konuşurken güzel sözler kullanıp kötü ve kırıcı olan şeylerden kaçınmamız kadar, sözlerimizin gerçekliği de oldukça önemlidir. İnsanlarla iletişim kurarken söylediklerimiz, seçtiğimiz konular ve verdiğimiz örnekler karşımızdakine verdiğimiz değerin bir göstergesi olduğu gibi aramızdaki güveni de doğrudan etkiler.  Bu nedenle yalandan daima kaçınmalıyız. Çünkü Müslümanların en önemli özelliği olan güvenilirlik Kur’an’da sıkça vurgulanan bir konudur,  birçok ayette buna değinilmiştir. “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” (Hûd Suresi, 112. Ayet) ayeti de buna örnektir. Dürüstlüğe ve güvenilirliğe İslam ve Kuran’da bu kadar önem verilmesi nedeniyle ben de hayatı gözlemledim ve fark ettim ki ilişkilerin sağlam temellere oturtulmasında güvenin etkisi çok büyükmüş. Özellikle inandığım, güvendiğim ve kendime yakın bulduğum bir kişinin bana karşı dürüst olmadığını anladığımda ona olan güvenim sarsılıyor ve onun her yaptığını sorgular hale geliyorum. Ayrıca anladım ki; ben de bir arkadaşımın ya da bana değer veren birinin güvenini sarsan bir söz söylediğimde ya da davranışta bulunduğumda ben de o kişinin gözünde buna benzer bir duruma düşüyorum. Bu nedenle bana inanan ve güvenen insanların güvenini boşa çıkarmamak için konuşmalarımda ve davranışlarımda daha dikkatli olmalı ve verdiğim sözleri yerine getirmeye çalışmalıyım. Bu konuda da kendime Hz. Peygamber’i örnek alıyorum; çünkü ona inanan ve inanmayan herkes için o, Muhammed’ül – Emin’ndi. 

Yalan söylemek günümüz insanlarına çok basit gibi gelse de Kuran’ı incelemeye,  anlamaya ve hayatımı onun kurallarına uygun bir şekilde yaşamaya başladığımdan beri anladım ki aslında yalan en büyük günahlardan biriymiş ve insanın ahlakını çökertirmiş. Hz. Lokman bu konuda şöyle öğüt veriyor: Yalandan sakın ey oğul! Allah, yalancının yüz suyunu kurutur, haya duygusunu giderir. Ahlâksız kimsenin de sıkıntısı hiç eksik olmaz.” Yalanla birlikte ikiyüzlülük, huzursuzluk, güvensizlik, hâyâsızlık ve değersizlik gibi kötü özellikler de ortaya çıkar hem de yalan insanın vicdanında bir çatışmaya neden olur. İnsanlar yalan söylediklerinde kendilerince bazı gerekçelerin arkasına sığınarak kendilerini rahatlatmaya çalışırlar oysa yalan etrafındakilere güzel davranışlarla örnek olan bir Müslüman’ın uzak durması gereken bir davranıştır. Ayrıca yalan arkadaşlarımızla ve ailemizle yani etrafımızdaki insanlarla aramızdaki bağların zayıflamasına neden olur. İnsanların birbirine olan güvenini sarsar ve birbirine olan inancını azaltır. Halbuki güven oldukça zor kazanılan bir duygudur. 

İslam dinini diğer dinlerle kıyasladığımızda İslamiyet akla ve hayata en uygun dindir. Yine Hz. Lokman bir öğüdünde  “Ey oğul! Katılacağın meclisleri kendin ara bul. Allah'ın anıldığı meclisleri bulunca hemen oturuver. Çünkü âlim isen ilmin artar, cahil isen yeni bir şeyi öğrenmiş olursun. Oraya inen rahmetten sen de payını alırsın. Allah'ın anılmadığı meclislere hiç katılma. Çünkü âlim de olsan, cahil de olsan zarar görürsün. Ayrıca oraya inecek olan İlâhî gazaptan sen de nasibini alırsın.” der. Toplum hayatına yön veren bu öğütte insanların bir araya geldiklerinde Allah’ı anmaları, sonu O’nun yoluna varmayan muhabbetlerden kaçınılması gerektiği vurgulanır. 

Kur’an önümde bir kılavuz olarak benim hayatımı oldukça değiştirdi ve inanıyorum ki okudukça, anladıkça değişmeye de devam edecek. Ben Kur’an’la yaşadıkça çevremdekiler de benden etkilenecek. Kötü yollara sapmamamı engelleyen ve her zaman doğrunun, dürüstlüğün ve iyilikseverliğin peşinden koşmamı sağlayan Kuran’ın hayatımda yarattığı huzur, paha biçilemez. Bu nedenle her geçen gün Kuran’a daha da çok bağlanıyor ve hayatımda onu hep ön planda tutuyorum. Her Müslüman’ın dinimizin kutsal kitabı Kuran’a gereken önemi vermesi gerektiğine inanıyorum. Bunun için de hepimiz öncelikle Kuran’ı süsleyip raflara kaldırmak yerine düzgünce okuyarak iyice anlamalı, sonra da hayatımızı ona göre şekillendirmeliyiz. 

İşte yarışmaya katılan gençlerimizin yazdıkları kompozisyonlardan alıntılar:
https://www.youtube.com/watch?v=D9bULgODeUY


HİLAL HABER

http://www.hilalhaber.com/islam-dunyasi/kur-an-nesligeliyor-tesekkurler-gencler-h16840.html




Tweetle