• Taşındık;Abdi İpekçi Caddesi No:33-A Güngören/İstanbul/TÜRKİYE 34160 (Akıncılar Tramvay Durağı Karşısı)
  • Vakfımızda Cumartesi günleri Saat 20:30-22:00 da halka açık tefsir dersleri yapılmaktadır.
  • Vakfımız İlçemizde kurulmuş olan "Güngören Platformu" üyesidir.
  • Her hafta pazartesi,çarşamba ve cuma günleri saat 19:30-21:00 arasında Arapça kursu verilmektedir.
  • Her hafta salı günleri saat 12:00 da bayanlar Mealli Kur'an-ı Kerim Mukabelesi yapmaktadır.


Haber Detayları

KUR'ANDA ŞİRK AYETLERİ


author


Allah katında tek din İslam'dır. Daha önce kendilerine mesaj gönderilenler, başka değil, yalnızca kıskançlıktan dolayı, kendilerine gerçeğin işareti geldiği halde farklı görüşlere saptılar. Kim Allah'ın mesajlarını inkar ederse, iyi bilsin ki Allah hesabı en seri biçimde görendir.

(3-ÂLİ İMRÂN Suresi 19.Ayet)

 De ki: "Ey kitap ehli! Sizinle aramızdaki şu ortak ilkeye gelin: Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceğiz, O'ndan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayacağız, Allah'ın yanı sıra başka birilerini rabler olarak kabul etmeyeceğiz! Ve eğer yüz çevirirlerse o zaman deyiniz ki: Şahid olun ki biz, kesinlikle O'na teslim olduk.

(3-ÂLİ İMRÂN Suresi 64.Ayet)

Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

(3-ÂLİ İMRÂN Suresi 85.Ayet)

Ama hala Allah'a rakip gördükleri varlıklara inanmayı tercih eden ve onları (yalnızca) Allah'a özgü (olması gereken) bir sevgi ile seven insanlar var: Halbuki imana ermiş olanlar, Allah'ı başka her şeyden daha çok severler. Zulüm yapmaya şartlanmış olanlar, (Kıyamet Günü) azaba uğratıldıkları zaman görecekleri gibi, bütün kudretin yalnızca Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın cezalandırmada ne çetin olduğunu da keşke görselerdi!

(2-BAKARA Suresi 165.Ayet)

Kendisine ilahlık yakıştırılanların, ilahlık yakıştıranlara sırt döndüğü o zaman gelip de azabı görünce, birbirleri arasındaki bütün ilişkiler kökten kesiliverecek.

(2-BAKARA Suresi 166.Ayet)

İlahlık yakıştıranlar da diyecek ki: Keşke elimize ikinci kez dünyaya dönme fırsatı geçse de, onların bize sırt döndüğü gibi biz de onlara sırt dönsek. Böylece Allah onlara, yaptıkları tüm işleri derin bir pişmanlık (kaynağı) olarak gösterecek ve onlar ateşten de çıkamayacaktır.

(2-BAKARA Suresi 167.Ayet)

Onlara "Allah'ın indirdiklerine uyun!" denildiği zaman, "Hayır, biz atalarımızın üzerinde bulunduğu geleneğe uyarız!" derler. Ya ataları hiç akıllarını kullanmamış ve doğru yolu bulamışsalar?

(2-BAKARA Suresi 170.Ayet)

Siz ey iman edenler! Eğer Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle hareket ederseniz, size hakkı batıldan ayıracak bir ayrım gücü verir; dahası kötülüklerinizin üzerini örter ve sizi bağışlar; çünkü Allah'tır sınırsız lütuf, sonsuz kerem sahibi olan!

(8-ENFÂL Suresi 29.Ayet)

O inkâr edenlere de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onların başından da) geçmiş olacaktır."

(8-ENFÂL Suresi 38.Ayet)

Ve Allaha Onun Elçisine duyarlık ve bağlılık gösterin; ve sakın birbirinizle çekişmeye girmeyin, yoksa yılgınlığa düşersiniz; cesaretiniz sönüverir. Ve zor durumlarda sabır gösterin: çünkü Allah, gerçekten, zorluğa göğüs gerenlerle beraberdir.

(8-ENFÂL Suresi 46.Ayet)

Bu böyledir. Bir toplum, kendilerinde bulunanı değiştirmedikçe, Allah da onlara verdiği nimeti değiştirmez. Şüphesiz Allah işitendir; bilendir.[159]

(8-ENFÂL Suresi 53.Ayet)

ya da "Doğrusu bizden önce babalarımız şirk koşmuştu, bizse sadece onların peşinden giden bir kuşağız; dolayısıyla, batılı icat edenlerin yaptıkları yüzünden bizi mi helak edeceksin?" gerekçesine sığınmayasınız.

(7-A'RÂF Suresi 173.Ayet)

Fakat O kendilerine eli ayağı düzgün, kusursuz bir çocuk bahşedince de, onlara bahşettiği çocuk üzerinden O'na ortak koşmaya kalkarlar: oysa ki Allah, onların ortak koştukları şeylerden çok yücedir.

(7-A'RÂF Suresi 190.Ayet)

Kendileri yaratıldığı halde hiçbir şeyi yaratamayan varlıkları (Allah'a) ortak mı koşuyorlar?

(7-A'RÂF Suresi 191.Ayet)

Ne onlara ne de kendi kendilerine bir yardımda bulunamayacak olan varlıklara mı?

(7-A'RÂF Suresi 192.Ayet)

Onları doğru yola çağırırsanız size uymazlar; onları çağırsanız da, sukût etseniz de sizin için birdir.

(7-A'RÂF Suresi 193.Ayet)

Hani o babasına "Ey babacığım!" demişti, "Niçin işitmeyen, görmeyen ve senden hiçbir bir zararı def edemeyen şeylere kulluk ediyorsun?"

(19-MERYEM Suresi 42.Ayet)

[“Ey babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahmân olan Allah'a isyan etmiştir.”

(19-MERYEM Suresi 44.Ayet)

Artık hem sizden, hem de sizin Allah'ı bırakıp da yalvarıp yakardıklarınızdan uzaklaşacağım; ve (sizin için) Rabbime yalvarmayı sürdüreceğim; umarım, Rabbime duamdan dolayı mahrum olmam.

(19-MERYEM Suresi 48.Ayet)

 “Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye uyarıyorum. Çünkü ben üzerinize gelecek acıklı bir günün azabından korkuyorum.” (Hud 11/26)

Ad’a soydaşları Hud’u gönderdik. Dedi ki “Ey halkım! Allah’a kul olun; sizin başka ilahınız yoktur. Siz sadece uyduruyorsunuz. (Hud Suresi 50 Ayet)

 “Allah)h ile aranıza koyduklarınızdan uzağım. Haydi, hep birlikte bana tuzak kurun. Hiç göz açtırmayın.”

(Hud 11/55)

Dediler ki “Bak Salih! Daha önce aramızda, kendisine ümit bağlanan biriydin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiğine kul olmamızı yasaklıyorsun? Biz senin bizi çağırdığın şeyden dolayı şüpheye düşüyor, endişeye kapılıyoruz.”

 (Hud 11/62 )

Onlara biz yanlış yapmadık ama onlar yanlışı kendilerine yaptılar. Rabbinin emri gelince, Allah ile kendi aralarına koyarak yardım istedikleri ilahları,hiçbir işe yaramadı. Onların katkıları, sadece çaresizliklerini arttırmak oldu.

(Hud Suresi 101. Ayet)

Küfre saplanmış olan, üstelik "Servet ve evlat elbette bana verilecekti!" diyen kimseye baksana bir.

(19-MERYEM Suresi 77.Ayet)

o, kendisine gaybın sırlarının açıldığını mı düşünüyor; yoksa O rahmet kaynağının katında (muteber olan) bir sözleşme mi yaptı?

(19-MERYEM Suresi 78.Ayet)

ve onun (gururla) dile getirdiği (servet ve evlat) Bize kalacak; ve kendisi huzurumuza yalnız başına çıkacak.

(19-MERYEM Suresi 80.Ayet)

Bu (gibiler), Allah'tan başkalarını kendilerine statü ve nüfuz sağlamak için ilahlaştırırlar.

( 19 - MERYEM 98/81. Ayet )

Ama hayır! Aksine (ahirette) onlar kendilerine yönelik tüm tapınmaları reddedecekler ve berikilerin aleyhine zillet ve utanç delili olacaklar.

( 19 - MERYEM 98/82. Ayet )

 (Ey insan!) Küfrü tabiat haline getirenlerin üzerine, (içgüdülerini) kışkırttıkça kışkırtan şeytanları musallat ettiğimizi görmez misin?

( 19 - MERYEM 98/83. Ayet )

Fakat günaha gömülüp gitmiş olanları bir sürü gibi cehenneme doğru süreceğiz.

(- MERYEM 98/86. Ayet )

Bir de çıkıp "O rahmet kaynağı kendisine bir oğul edindi" dediler:

( - MERYEM 98/88. Ayet

Doğrusu siz öyle dehşet verici bir iddiada bulundunuz ki;

(MERYEM 98/89. Ayet )

bundan dolayı neredeyse gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar toz duman olacak!

(MERYEM 98/90. Ayet )

"Gerçek şu ki Ben, evet Ben Allah'ım! Benden başka ilah yoktur: artık sadece Bana kulluk et ve adımın anılıp şanımın yücelmesi için tüm destek ve çabanı seferber et.

TÂHÂ 135/14. Ayet )

Bir de unutmayın ki, (büyük) azabın hakikatı yalanlayan ve ondan yüz çevirenlerin üzerine olacağı bize vahyolunmuştur."

TÂHÂ 135/48. Ayet )

Doğrusu sana ve senden öncekilere (insanoğluna iletilmek üzere) şöyle vahyedilmişti: "(Ey insan!) Eğer Allah'a ait nitelikleri başkalarına yakıştırırsan, kesinlikle yapıp ettiklerin boşa gidecek, üstelik büsbütün kaybedenlerden olacaksın!

(ZUMER Suresi 65.Ayet)

Nitekim onlar Allah'ı hakkıyla takdir edemediler; oysa ki bütün yeryüzü Kıyamet Günü O'nun tasarrufundadır; gökler ise O'nun kudret eliyle dürülmüştür: Yüceler yücesi olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesinde aşkın bir varlıktır.

ZUMER Suresi 67.Ayet)

(Onlara şöyle denilecek): "Durum işte böyle(sine vahim)dir: çünkü sadece Allah'a (kulluğa) çağrıldığınız her seferinde inkarı tercih ettiniz; O'na ortak koşulduğunda ise inanıverdiniz. Fakat şimdi hüküm yüceler yücesi, mutlak büyük olan Allah'a aittir."

(MU'MİN Suresi 12.Ayet)

Siz beni hem Allah'ı inkar etmeye, hem de (tanrısal bir nitelik taşıdığı) hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya çağırırken, bense sizleri mutlak üstün ve yüce olup tekrar tekrar bağışlayana çağırıyorum.

(MU'MİN Suresi 42.Ayet)

(73-74) Sonra onlara: Allah'ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir? denilecek. Onlar da: Bizden uzaklaştılar, zaten biz önceleri hiçbir şeye tapmıyorduk, diyecekler. İşte Allah kâfirleri böyle şaşırtır.

(MU'MİN Suresi 73/74 Ayet)

Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler.

(MU'MİN Suresi 84.Ayet)

(Ey Peygamber!) De ki: "Ben de yalnızca sizin gibi ölümlü bir insanım. Bana ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyediliyor: öyleyse O'na yönelin ve O'ndan af dileyin!" Yazıklar olsun Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıranlara!

(FUSSİLET Suresi 6.Ayet)

De ki: "Şimdi siz, arzı iki evrede yaratan Allah'ı inkar edip, O'na -ki, işte O'dur alemlerin Rabbi- eşdeğer rakip güçler mi peydahlıyorsunuz?"

(FUSSİLET Suresi 9.Ayet)

Hiçbir delile dayanmadan Allah'a şirk koşmalarından dolayı kafirlerin yüreklerine korku salacağız. Nitekim onların son durağı ateştir: ne berbattır zalimlerin meskeni!

(ÂLİ İMRÂN Suresi 151.Ayet)

Kendisine zulmeden kişi o gün iki elini ısırarak diyecek ki: “Keşke yola, bu elçi ile birlikte girseydim.

Yazık oldu bana. Keşke şu kimseyi dost edinmeseydim.

O, beni bu[*] doğru bilgiden (Kur’ân’dan) uzaklaştırdı. Hem de bana kadar gelmişken. Bu Şeytan insanı böyle yüzüstü bırakır.”

(Furkan 25/27-29)

Sadece Allah’a selim (şirkten kurtulmuş) bir kalple gelenler fayda görür.

O gün Cennet kendini korumuş olanlara (müttakîlere) yakınlaştırılır,

Cehennem boş hayal peşinde koşanların önüne çıkarılır,

Onlara şöyle denir: “Kulluk edip durduklarınız nerede?

Hani Allah ile aranıza koyduklarınız? Size yardım edebiliyorlar veya kendileri yardım görüyorlar mı?”

Onlar ve boş hayallerin peşinde koşanlar baş aşağı cehenneme atılırlar,

İblis’in bütün askerleri de atılır. Orada onlar birbirleriyle tartışırken şöyle derler: vallahi biz apaçık bir sapıklık içindeydik çünkü sizi, Alemlerin Rabbi ile bir tutardık. Bizi yoldan çıkaranlar, şu günahkârlardan başkası değildir. Artık bizi ne kayıracak biri var ne de can dostu.

(Şuara Suresi 89-101Ayetler )

 (Küfre saplanarak ölenlerin) cehennemlik olduğu kendilerine açıklandıktan sonra, müşrikler için -isterse yakın akrabalık bağları bulunsun- Allah'tan af dilemek, ne Peygamber'e ne de iman eden kimselere hiç yakışık almaz.

(TEVBE Suresi 113.Ayet)

Bir de kalpleri hastalıklı kimseler var; ve bu onların çirkefliklerinin katmerlenmesine yol açmıştır; en sonunda onlar, (boğazlarına kadar gömüldükleri inkarda) kafir olarak ölüp gidecekler.

(TEVBE Suresi 125.Ayet)

(Bu gerçek ortadayken) yine de onlar yüz çevirirlerse, de ki: "Allah bana yeter, O'ndan başka ilah yok, ben hep O'na güvenmişimdir; çünkü O en yüce hükümranlık makamının Rabbidir!"

(9-TEVBE Suresi 129.Ayet)

Ne yani, kendi aralarından bir kişiye "İnsanları uyar ve Rableri katındaki şeref, itibar ve dürüstlük yarışında iman edenlerin, diğer herkesten öne geçtiğini müjdele diye vahyetmemiz insanların garibine mi gitti? Küfre gömülüp gidenler (bir de utanmadan) dikkat edin! Bu var ya bu düpedüz bir sihirbazdır! Dediler.

(Yunus Suresi 2. Ayet)

Eğer göklerde ve yerde Allah'tan başka ilahlar olsaydı, (gökler ve yer) kaos içinde mahvolurdu: işte bu nedenle O her şeyden yüce olan Allah, O mutlak otorite sahibi, onların yakıştırdıkları her şeyin ötesindedir.

( ENBİYÂ Suresi 22. Ayet )

Yoksa onlar (bu gerçeğe rağmen) O'nun dışında ilahlar edinmekte ısrar mı edecekler? De ki: "Haydi, siz de kendi delilinizi getirin! İşte bu, hem benimle birlikte olanların hem de benden öncekilerin dile getirdikleri (ortak) mesajdır". Ama hayır, onların çoğu bu (açık) gerçeği bilmiyorlar; bu nedenle (ondan) yüz çeviriyorlar.

( ENBİYÂ Suresi 24. Ayet )

Rahmân (olan Allah, melekleri) evlât edindi, dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. Bilakis (melekler), lütuf ve ihsana mazhar olmuş kullardır.

( ENBİYÂ Suresi 26. Ayet )

Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri (O'nun birliğini tanıyan müminler olun). Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.

( HACC Suresi 31. Ayet )

De ki: Allah'ı bırakıp da taptığınız, ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana! Onlar yerdeki hangi şeyi yarattılar! Yoksa onların göklerde mi bir ortaklıkları var! Yahut biz onlara, (bu hususta) bir kitap mı verdik de onlar, o kitaptaki bir delile dayanıyorlar? Hayır! O zalimler birbirlerine, aldatmadan başka bir şey vâdetmiyorlar.

( FÂTIR Suresi  40. Ayet )

 (Müşriklere) de ki: Allah'tan başka tanrı saydığınız şeyleri çağırın! Onlar ne göklerde ne de yerde zerre ağırlığınca bir şeye sahiptirler. Onların buralarda hiçbir ortaklığı yoktur, Allah'ın onlardan bir yardımcısı da yoktur.

( SEBE Suresi 22. Ayet )

Allah'a yönelen, O'na ortak koşmayan kimseler (olun). Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir.

Hac Suresi 31. Ayet

ve atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un inancına uydum. Allah’a ait herhangi bir niteliği ondan başkasına yakıştırmak bize yakışmaz. İşte bu (tevhidî iman), Allah’ın bize ve tüm insanlığa olan bir lutfudur: ne var ki insanların çoğu buna şükretmez

Yusuf suresi 38. Ayet

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilene (Kur'an'a) sevinirler. Fakat (senin aleyhinde birleşen) guruplardan onun bir kısmını inkâr eden de vardır. De ki: «Bana, sadece Allah'a kulluk etmem ve O'na ortak koşmamam emrolundu. Ben yalnız O'na çağırıyorum ve dönüş de yalnız O'nadır.

Rad suresi 36.Ayet

Hani biz İbrahim’e evin/Kâbe’nin yerini göstermiş ve (şöyle vahyetmiştik): “Bana hiçbir şeyi ortak koşma. Tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû edenler ve secde edenler için evimi temizle.” (Hac Suresi 26. Ayet)

Lokman, oğluna öğüt verirken şöyle konuştu: Ey Benim sevgili oğlum! Allah'tan başkasına ilahi sıfatlar yakıştırma! Bil ki, böyle (düzmece) ortaklık yakıştırmalar, gerçekten büyük bir zulümdür!

(Lokman Suresi 13.Ayet)

De ki: "Bütün hamd yalnız Allah'a, selam da O'nun seçip beğendiği kullarına olsun!" (Şimdi söylesinler): Allah mı daha hayırlı, yoksa ortak koştukları varlıklar mı?

(NEML Suresi 59.Ayet)

(Allah) değilse kimdir gökleri ve yeri yaratan? Dahası, gökten sizin için su indiren? Üstelik onunla sizin bir tek ağacını bile yetiştiremeyeceğiniz, içinden su çıkan göz bebeği seçkin bahçeler yeşertmişiz. Allah'la beraber başka bir ilah ha?! Yoo, onlar yoldan sapmış bir toplum olmalı.

(NEML Suresi 60.Ayet)

(Allah) değilse kimdir yeryüzünü dinlenme yeri kılan ve vadilerinden ırmaklar akıtmış olan; ve kalkmaz ve kımıldamaz dağlar inşa etmiş olan; ve iki (farklı) su kütlesi arasına bir engel yerleştirmiş olan? Hala Allah'la beraber başka bir ilah ha?! Yoo, onların çoğu(nereden bakacaklarını) bilmiyorlar.

(Neml Suresi 61. Ayet)

Ne ki dilediğini yaratan ve (elçi) seçen yalnızca senin Rabbindir. Zaten (bu konuda) onların seçim hakkı asla olmamıştır: yüceler yücesi Allah'ın aşkın olan zatı, onların şirk koştukları her şeyin ötesindedir.

(KASAS Suresi 68.Ayet)

Ve asla Allah'la beraber başka bir ilaha yalvarıp yakarma! O'ndan başka ilah yok: her şey yok olacak, sadece O'nun Zatı baki kalacak. Nihai yargı yalnız O'na aittir: sonunda elbet hepiniz O'na döndürüleceksiniz.

(KASAS Suresi 88.Ayet)

Ve zaten insanoğluna anne-babasına iyi davranmasını biz tavsiye etmiştik. Fakat (sen ey muhatab), eğer hakkında bir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi Bana ortak koşman için seni ikna etmeye çalışırlarsa, asla o ikisine itaat etme: dönüşünüz sadece Banadır; işte o zaman Ben, yapıp ettiklerinizi size bir bir haber vereceğim.

(ANKEBÛT Suresi 8.Ayet)

Değil mi ki böyle bir borçluluk bilincinin en saf ve samimi olanı, sadece Allah'a has kılınanıdır! O'ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, "Biz bunlara sadece bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!" (derler). Şu kesin ki, tartıştıkları her hususta Allah onlar arasındaki hükmü verecektir: çünkü Allah yalanı tabiat haline getiren hiçbir nankörü asla doğru yola yöneltmez.

(ZUMER Suresi 3.Ayet)

Hem ne zaman insanoğlunun başına bir iş gelse, Rabbine yönelerek O'ndan yalvar yakar yardım ister; ama O'nun sayesinde bir nimete kavuşunca da, O'na önceden yalvardığını unutur ve başka varlıkları O'na eş ve denk saymaya başlar: böylece başkalarını da O'nun yolundan saptırır. (Bu gibisine) de ki: "Nankörlüğünle az bir süre keyif sür; ama şunu da iyi bil ki, sen ateşe layık birisin."

(ZUMER Suresi 8.Ayet)

Allah'a isyanı sistemleştiren güç odaklarına kulluğa yanaşmayan ve Allah'a yönelen kimseler var ya: işte asıl müjdeyi onlar hak ediyor: şu halde bu kullarımı müjdele!

(ZUMER Suresi 17.Ayet)

De ki: "Ey kendini bilmezler güruhu! Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi teklif ediyorsunuz?"

(ZUMER Suresi 64.Ayet)

Doğrusu sana ve senden öncekilere (insanoğluna iletilmek üzere) şöyle vahyedilmişti: "(Ey insan!) Eğer Allah'a ait nitelikleri başkalarına yakıştırırsan, kesinlikle yapıp ettiklerin boşa gidecek, üstelik büsbütün kaybedenlerden olacaksın!

(ZUMER Suresi 65.Ayet)

Asla böyle yapma; sen yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!"

(ZUMER Suresi 66.Ayet)

Nitekim onlar Allah'ı hakkıyla takdir edemediler; oysa ki bütün yeryüzü Kıyamet Günü O'nun tasarrufundadır; gökler ise O'nun kudret eliyle dürülmüştür: Yüceler yücesi olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesinde aşkın bir varlıktır.

(ZUMER Suresi 67.Ayet)

Hakikati inkar edenleri ne denli kızdırsa da, siz akideyi yalnız O'na has kılarak saf ve samimi bir inançla sadece Allah'a yalvarın!

(MU'MİN Suresi 14.Ayet)

Allah adaletle hükmeder, O'nu bırakıp taptıkları şeyler, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir; görendir.

(MU'MİN Suresi 20.Ayet)

Siz beni hem Allah'ı inkar etmeye, hem de (tanrısal bir nitelik taşıdığı) hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya çağırırken, bense sizleri mutlak üstün ve yüce olup tekrar tekrar bağışlayana çağırıyorum.

(MU'MİN Suresi 42.Ayet)

Mutlak diri O, kendisinden başka ilah olmayan O'dur: Artık siz de O'na, adanmış samimi ve saf bir inançla sadece O'na yalvarın! Hamd tümüyle alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

(MU'MİN Suresi 65.Ayet)

Ve onlara sorulacak: "Hani, nerede ilahlık yakıştırdığınız varlıklar;

(MU'MİN Suresi 73.Ayet)

(İlahlar hiyerarşisinde) Allah'ın astlarından saydığınız?" Onlar şöyle cevap verecekler: "Bizi terk ettiler. İşin doğrusu, daha önceden biz sanki hiçbir şeye yalvarıp yakarmamışız." İşte Allah gerçeği inkar edenleri böyle şaşırtır.

(MU'MİN Suresi 74.Ayet)

De ki: "Şimdi siz, arzı iki evrede yaratan Allah'ı inkar edip, O'na -ki, işte O'dur alemlerin Rabbi- eşdeğer rakip güçler mi peydahlıyorsunuz?"

(FUSSİLET Suresi 9.Ayet)

Allah'a kulluk edin ve O'ndan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayın; ana-babaya ve akrabaya, yetimlere ve yoksullara, kendi çevrenizden olan komşulara ve yabancı komşulara, yanınızdaki dosta, yolcuya ve meşru şekilde bihakkın sahip olduklarınıza iyilik yapın! Unutmayın ki Allah kendini beğenmiş küstahları sevmez;

NİSÂ Suresi 36.Ayet)

Kuşkusuz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; fakat dileyen kimselerin bunun dışındaki günahlarını bağışlamayı diler. Zira Allah'a ortak koşan kimseler, (O'na) iftira ederek korkunç bir günah işlemiş olmaktadırlar.

(NİSÂ Suresi 48.Ayet)

Kuşkusuz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; fakat dileyen kimselerin bunun dışındaki günahlarını bağışlamayı diler; ve her kim Allah'a ortak koşmakta (ısrar ederse), işte o apaçık bir sapkınlığa gömülüp gitmiştir.

(NİSÂ Suresi 116.Ayet)

(Ey insan!) Allah'la birlikte başka bir ilah edinme! Sonra kınanmış olarak bir köşeye atılıp orada bir başına kalakalırsın.

(İSRÂ Suresi 22.Ayet)

İşte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdir. Allah ile birlikte başka ilâh edinme; sonra kınanmış ve (Allah'ın rahmetinden) uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın.

(İSRÂ Suresi 39.Ayet)

Ne yani, şimdi Rabbiniz sizin için oğullar seçip ayırırken, kendisine meleklerden kızlar edindi, öyle mi? Şu bir gerçek ki siz, pek dehşet bir söz söylüyorsunuz.

(İSRÂ Suresi 40.Ayet)

De ki: "Eğer iddia ettikleri gibi O'nunla birlikte başka ilahlar olmuş olsaydı, onlar da Otorite Sahibine (yakın olmak ya da O'na galip gelmek için) elbet bir yol bulmağa çabalarlardı."

(İSRÂ Suresi 42.Ayet)

De ki: "O'nun dışında kendilerinde (tanrısal güç) vehmettiğiniz kimseleri çağırsanıza; (düş kırıklığıyla) göreceksiniz ki, sizden hiç bir zararı kaldırmaya ya da onu (yararlı bir şeyle) değiştirmeye güçleri yetmeyecektir."

(İSRÂ Suresi 56.Ayet)

Kaldı ki, onların kendilerine yalvarıp yakardıkları kimseler var ya; -(Allah'a) en yakın sandıkları hangileriyse- işte onlar bile Rablerine yakın olmak için var güçleriyle çaba gösterirler ve O'nun rahmetini dilenip cezasından da korkarlar: çünkü senin Rabbinin azabı, her daim kaçınılması gereken bir ceza olmuştur.

(İSRÂ Suresi 57.Ayet)

Bir de "Allah çocuk edindi" diyen kimseleri uyarsın…

(KEHF Suresi 4.Ayet)

İşte bizim kavmimiz olacak şu güruh, tuttular O'ndan başkalarını ilah edindiler; oysa ki onların bu konuda ikna edici güçlü bir delil getirmeleri gerekmiyor muydu? Şu halde, kendi uydurduğu yalanı Allah'a isnat edenden daha zalim biri olabilir mi?

(KEHF Suresi 15.Ayet)

Fakat bana gelince: şu kesin ki O benim her şeyimi borçlu olduğum birine hiç kimseyi ortak koşmam.

(KEHF Suresi 38.Ayet)

Son Saat'in bilgisi yalnız O'na havale edilir. Hem O'nun bilgisi olmadan ne meyve çekirdekleri kabuklarını çatlatabilecek, ne de herhangi bir dişi gebe kalabilecektir; dahası, doğuramaz bile. Ve o gün onlara "Hani, nerede ortaklarım(!)?" diye seslenen biri çıkar; onlar "Sana itiraf ederiz ki, bizden hiç kimse (buna) asla tanık olmamıştır" diye cevap verirler.

(FUSSİLET Suresi 47.Ayet)

Artık onların daha önceden yalvarıp yakardıkları şeyler kendilerini yalnız bırakmıştır: kendileri için kaçacak bir yer olmadığına iyice kanaat getirirler.

(FUSSİLET Suresi 48.Ayet)

Zatından başkalarını sığınılacak dost edinenleri Allah sürekli gözetim altında tutmaktadır; sen onların tercihinden asla sorumlu değilsin!

(ŞÛRÂ Suresi 6.Ayet)

Yoksa onlar O'nun dışında hamiler mi edinmeye kalkıyorlar? Oysa ki asıl himaye edici Allah'tır; zira ölüye can veren sadece O'dur, her şeye kadir olan da o'dur.

(ŞÛRÂ Suresi 9.Ayet)

Yoksa onları, Allah'ın izin vermediği şeyleri kendileri için dinin koyduğu şer'i bir kural haline getiren (Allah'a) ortak yaptıkları güçler mi var? Eğer konulmuş kesin bir yasa olmasaydı, haklarında hüküm hemen infaz edilirdi: şu kesin ki, zalimleri (ahirette) can yakıcı bir azap beklemektedir.

(ŞÛRÂ Suresi 21.Ayet)

ve Allah'a karşı onlara yardım eden candan bir dost olmayacak: zira Allah kimin sapmasına izin verirse, onun için hiçbir çıkış yolu kalmaz.

(ŞÛRÂ Suresi 46.Ayet)

Ama kalkarlar, kullarından birini O'ndan bir parçaymış gibi telakki ederler: Şu bir gerçek ki, (bunu yapan) insan katmerli bir nankörlük içindedir.

(ZUHRÛF Suresi 15.Ayet)

O'ndan başka, yalvarıp yakardıkları varlıklar (yaşarken) hakikate şahitlik yapmış ve (Allah'ın eşsiz ve benzersiz) olduğunu bilenler dışında (Hesap Günü) hiç kimseye şefaat edecek güce sahip değiller.

(ZUHRÛF Suresi 86.Ayet)

O halde, artık sana emredileni açıkça ortaya koy ve şirk koşmayı tabiat haline getirenlere aldırma!

(HİCR Suresi 94.Ayet)

Onlar ki, Allah'la beraber başka bir ilah (atama yetkisini) kendilerinde buluyorlar. Nasıl olsa günü gelince (yaptıklarının ne demeye geldiğini) öğrenecekler!

(HİCR Suresi 96.Ayet)

Doğrusu, onların söyledikleri şeylerden dolayı içinin daraldığını Biz de biliyoruz.

(HİCR Suresi 97.Ayet)

Allah'ın emri geldi (bilin); onun çabuk gelmesini istemenize gerek yok ki! Yüceler yücesi olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesinde aşkın ve eşsizdir.

(NAHL Suresi 1.Ayet)

O, kullarından dilediğine "(İnsanları) uyarın! Şunu iyi bilin ki Benden başka ilah yok! O halde (başkalarına ilahlık yakıştırmaktan artık sakının!" buyruğunu iletmeleri için, melekleri (ölü canlara) hayat veren vahiyle indirir."

(NAHL Suresi 2.Ayet)

O, gökleri ve yeri mutlak hakikate (bir atıf olsun diye) amaçlı olarak yarattı; eşyaya ilahlık yakıştıranların tasavvur ettiklerinin çok ötesinde, aşkındır O!

(NAHL Suresi 3.Ayet)

Allah'tan başka kendilerine yalvarıp yakardığınız varlıklar hiçbir şey yaratamazlar; zira onların kendileri yaratılmışlardır.

(NAHL Suresi 20.Ayet)

Onlar ölüdürler, diri değildirler; ne zaman diriltileceklerini dahi bilemezler.

(NAHL Suresi 21.Ayet)

Sizin ilahınız bir tek ilahtır; fakat ahirete inanmayan kimselerin yürekleri, büyüklük taslamaları yüzünden (bu hakikati) inkara meyletmiştir.

(NAHL Suresi 22.Ayet)

Sonra kıyamet gününde Allah onları rezil eder ve der ki: “Kendileri hakkında müminlere düşman kesildiğiniz, bana isnat ettiğiniz ortaklarım nerede?” Kendilerine ilim verilmiş olanlar derler ki: “Şüphesiz bugün rezillik ve kötülük kâfirleredir.”

(NAHL Suresi 27.Ayet)

Bir de, Allah'tan başkasına ilahlık yakıştırmakta direnenler dediler ki: "Eğer Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız, hem O'ndan başka hiçbir şeye kulluk etmez hem de O'ndan başkasının (sözüyle) hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı; peki, bu durumda elçilere (mesajı) açık seçik bildirmek dışında başka ne düşer?

(NAHL Suresi 35.Ayet)

Doğrusu Biz, (geçmiş) her uygarlığın içinden "Allah'a kulluk edin, ilahlaştırılan şer otoriteden uzak durun!" diyen bir elçi çıkarmışızdır. Bunun ardından onlardan kimileri Allah'ın gösterdiği doğru yola uydu, kimileri de (ısrarlı tercihleri sonucu) sapıklığa mahkum olmayı hak etti. İsterseniz yeryüzünde dolaşın ve yalanlayanların sonu nasıl olurmuş görün!

(NAHL Suresi 36.Ayet)

Hani Allah şöyle buyurmuştu: "İki ilah edinmeyin; çünkü yalnızca O'dur biricik ilah! Artık Benden, sadece Benden sakının!"

(NAHL Suresi 51.Ayet)

Zira göklerde ve yerde olanların hepsi ona aittir; (varlıkların) O'na olan borçluluk sorumluluğunun bittiği bir nokta yoktur. Şimdi siz kalkıp Allah'tan başkasına saygı duyacaksınız, öyle mi?

(NAHL Suresi 52.Ayet)

Bir de kendilerine verdiğimiz rızıktan (dolayı), hakkında bir şey bilmedikleri nesnelere bir pay ayırırlar. Allah şahittir ki, iftira ede geldikleri şeylerden dolayı, kesinlikle sorguya çekilecekler.

(NAHL Suresi 56.Ayet)

Üstelik Allah'ı bırakıp, kendileri için göklerden ve yerden rızkın hiçbir türünü sağlayamayan ve buna gücü de yetmeyen şeylere kulluk edecekler!?

(NAHL Suresi 73.Ayet)

Artık Allah ile (başka şeyler arasında) benzetme yoluyla misal vermeye kalkmayın! (Allah misaller veriyor;) çünkü Allah (her şeyi) biliyor, fakat siz bilmiyorsunuz.

(NAHL Suresi 74.Ayet)

Allah'a ait nitelikleri başkalarına yakıştıranlar ise, (Allah'a) yakıştırdıkları ortakları karşılarında görünce; "Rabbimiz! İşte sana ortak koştuklarımız; Seni bırakıp da kendilerine yalvarıp durduğumuz kimseler bunlardı!" der demez, hemen berikiler onların sözlerini ağızlarına tıkayacaklar: "Sizi gidi yalancılar sizi!.."

(NAHL Suresi 86.Ayet)

İşte o gün onlar, (iş iten geçtikten sonra) Allah'a kayıtsız şartsız teslimiyetlerini sunarlar; uydurdukları kuruntu (aracılar) kendilerini yüzüstü bırakırlar.

(NAHL Suresi 87.Ayet)

ne var ki o, yalnızca kendisini kılavuz edinip ısrarla izleyenlerin ve kendisine ilahlık yakıştıranların üzerinde etkin bir güç sergileyebilir.

(NAHL Suresi 100.Ayet)

Haydi, siz hem Allah'ın size verdiği rızıkların helal ve temiz olanlarından yiyin, hem de onun nimetlerine şükredin! Tabi ki, gerçekten yalnızca O'na kulluk etmek (istiyorsanız)...

(NAHL Suresi 114.Ayet)

Sonuçta (ey Peygamber), sana da şöyle vahyettik: "Her türlü kötülükten yüz çeviren İbrahim'in inanç sistemine uy; zira o Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştıranlardan değildi!"

(NAHL Suresi 123.Ayet)

Cumartesi yasağı sadece, bu konuda (İbrahim'in inanç sisteminden) farklılaşıp kopmuş olan kimselerin aleyhine oluşturulmuş bir durumdu. Ama şu kesin ki, Rabbin Kıyamet Günü üzerinde sürekli çekişip durdukları bu konuda onlar arasında hüküm verecektir.

(NAHL Suresi 124.Ayet)

Hiç şüphe yok ki İbrahim tüm güzellikleri kendinde toplamış başlı başına örnek bir önder, her türlü kötülükten yüz çevirip bütün varlığıyla Allah'a adanmış biriydi; fakat o, asla başkalarına ilahlık yakıştıran bir müşrik olmadı.

(NAHL Suresi 120.Ayet)

Önceki vahyin takipçisi olan (Yahudiler), senden, gökten kendilerine özel bir kitap indirmeni istiyorlar. Onlar Musa'dan bundan daha büyüğünü istemişler ve "Bize Allah'ı doğrudan göster!" demişlerdi. Bu densizlikleri yüzünden yıldırım çarpmışa döndüler. Daha sonra kendilerine (tevhidin) apaçık belgeleri geldiği halde buzağı (heykeli)ne tapınmaya başladılar. Yine de onları bu günahlarından arındırmış, Musa'ya ise güçlü bir (nübüvvet) delili bahşetmiş

NİSÂ Suresi 153.Ayet)

Ey kitap ehli (olan Hıristiyanlar)! Akidenizde haddi aşmayın ve Allah hakkında yalnızca hakkı söyleyin! Meryem oğlu İsa Mesih sadece Allah'ın elçisi, O'nun Meryem'e ilka ettiği kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Artık Allah'a ve peygamberlerine inanın ve "üçüdür" demeyin. Buna bir son verirseniz hakkınızda hayırlı olur. Allah tek ilahtır; çocuk sahibi olmaktan münezzehtir, göklerde ve yeryüzünde olan her bir şey O'na aittir; koruyucu otorite olarak Allah yeter.

NİSÂ Suresi 171.Ayet)

"Allah Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle küfre saplanmışlardır. De ki: "Eğer Meryem oğlu Mesih'i ve onun annesini ve yeryüzünde yaşayan herkesi helak etmek isteseydi kim Allah'a engel olabilirdi? Zira göklerin, yerin ve onlar arasındakilerin otoritesi dilediğini yaratan Allah'a aittir: ve Allah'ın gücü her şeye yeter!

MÂİDE Suresi 17.Ayet)

De ki: Allah katında, bunlardan daha beter bir cezayı hak edenleri size söyleyeyim mi? Onlar Allah'ın lanet ve gazabına uğrayanlardır; şeytani güçlere kul oldukları için maymuna ve hınzıra benzettikleridir. En şerli konumda bulunanlar ve doğru yoldan en çok sapanlar işte bunlardır.

(MÂİDE Suresi 60.Ayet)

Doğrusu, "Allah Meryem oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre girmiştir. Üstelik Mesih "Ey İsrailoğulları, hem benim hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin!" dediği halde. Bakın, kim Allah'a şirk koşarsa kesinlikle Allah ona cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ateştir: zalimler bir yardımcı da bulamayacaklar.

(MÂİDE Suresi 72.Ayet)

 Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıranlar hoşlanmasa da, Elçi'sini yol rehberliği ve (hak) dini kendi bütünlüğü içinde tamamen ortaya koymak için Hakk'ın dini ile gönderen O'dur.

(SAFF Suresi 9.Ayet)

Allaha şirk koşan kadınları, imana gelmedikçe nikâhlamayın. İman sahibi bir cariye bile, sizi imrendiren bir müşrik kadından, daha hayırlıdır. Şirk koşan erkeklere de kızlarınızı vermeyin. Müşrik sizi imrendirse bile iman ehli bir kul ondan hayırlıdır. Onlar sizi ateşe çağırırlar. Allah ise izniyle cennete ve yargılanmaya. Anarlar, hatırda tutarlar diye de insanlara delillerini apaçık bildirmektedir.

(Bakara Suresi 221. Ayet)




Tweetle